19 Mayıs 2016 Perşembe

GELENEKSEL TATLARDAN BİR TANESİ "MET HELVASI"

    Merhabalar,
  Sevgili meslektaşlarım , değerli hocalarım ve tüm öğrenmeye açık , araştıran , doğru bilgiyi sorgulayan değerli okurum .
Öncelikle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyor , başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bu vatan için ölümü göze alan silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.
 Bugün sizlerle geleneksel bir lezzet üzerine konuşmak istiyorum. Eskişehir mutfağı özgün tatlara sahiptir. Bu tatlardan biri de met helvasıdır. İsmini çelik çomak oyunundaki çomaktan (met) ve aşık kemiğiyle oynanan bir oyundan alan met helvası, Eskişehir’e özel lezzettir. Met helvası, met oyunu sonucunda yenilen tarafın uzun kış gecelerinde helva çekmesiyle oluşan bir geleneğin ürünüdür. 
  Peki nasıl yapılır. Doyumsuz tadını, ilk denerken pişmaniye mi  yoksa helva mı  olduğuna karar veremeyeceğiniz, sonrasında her yerde arayıp da bulamayacağınız bu özel lezzet. Öncelikle yeterli miktarda su ve şeker bir kazanda kaynatılır.Yaklaşık 140-150 dereceye gelene dek.Kaynama işlemi başladığında azar azar sitrik asit (E330 ) ilave edilir.Un ve yağ ısıtıcılı  mikserli hamur kazanında karışır ve yaklaşık 3-4 saat pişirilir.Bu arada eğer kakaolu veya kuruyemiş eklenecekse hamur karışımına ilave edilir.Kaynayan şeker su karışımı üzeri önceden yağlanan mermer tezgah üzerine dökülerek soğuması ve jelleşmesi sağlanır.Soğuyup jel halini alan karışım tepsiye alınır.Yeterince soğuduktan sonra ağartma makinesine alınan karışım başlangıçta sarı bir jel görünümündeyken ağartma sonrası mat beyaz bir renk alır.Sonrasında şeker ve hamur tepsiye alınarak geleneksel bir yöntemle el ile açılır.Açma şekli yuvarlak içi boş bir halkanın 5-6 kişi tarafından halkanın çekilmesi şeklinde yapılır.Rulo haline gelen karışıma şekil verme makinasında ısıtıcılı dönen banttan geçirilerek ince rulolar haline getirilir, 2-3 cm çapında ve 6 cm uzunluğunda yuvarlak olarak hazırlanarak , yatay olarak kesilir. Met helvasının  kakaolusu,  vanilyalısı, antep fıstıklısı ,cevizlisi vardır. Çilek portakal gibi aromalar denenmiş fakat hamurda bu gıda boyaları tutunamamamış bu sebepten üretimi olmamıştır. Bu meşhur helva pişmaniye tadını andırır.

Un , şeker dışında belki de ilk defa duyduğunuz yabancı bir terim geçti bilmem fark edildi mi ? Nedir bu Sitrik asit diye düşündünüz mü bilmem. Sitrik asit de diğerleri gibi bir asitliği düzenleyicidir. (Asetik Asit, Sitrik Asit, Laktik Asit, Malik Asit, vd) pH’yı (besinlerin asitliğini veya bazlığını) kontrol etmek, değiştirmek, istenilen düzeyi sağlamak amacıyla kullanılırlar. Bunlar pH’yı düşürerek besinde bakteriosidal ve bakteriostatik etki de gösterebilirler. Artmış asidite bir çok patojenik ve besini bozan mikroorganizmanın ısıya duyarlılığını arttırır. Pişirme ve diğer ısı uygulaması bakteriyi yok eder.  Artmış asidite, mikroorganizmaların üremesini inhibe ederek bazı besinlerin raf ömrünü uzatır. Meyve ve sebzelerde enzimatik kararmayı önlerler. Demir ve bakırla bağlanarak yağların acımasını geciktirirler. Ayrıca besinlerin tatlılık mayhoşluk gibi özelliklerini etkileyerek istenilen lezzetin elde edilmesini sağlarlar. E 330 Sitrik asitle ilgili tüketicileri yanlış bilgilendirme kampanyaları olmuştur. Oysa ki sitrik asit günlük beslenmemizde yer alan limon portakal gibi meyvelerde bol miktarda bulunan ve metabolizma sonucu vücudumuzda oluşan bir maddedir. Besinlerimize katılması yukarıda belirtilen yararları sağlar ve hiçbir sağlık riski oluşturmaz.
  Avrupa Birliği’nde kullanımına izin verilen katkı maddelerine “Europe” kelimesinin baş harfi olan E kodu verilmiştir.  E621: MSG, E102: Tartrazin, E330: Sitrik asit gibi.  Aroma maddelerine E kodu ve numara verilmemiştir.  Çünkü bu grup çok geniştir.  Yaklaşık olarak 340 gıda katkı maddeleri varken, aroma maddelerinin sayısı 1700 civarındadır. Gıda katkı maddeleri yapay olabildikleri gibi birçoğu da doğal ya da doğala özdeş maddelerden oluşmaktadır. Bunlara birer örnek verirsek; pancar suyundan elde edilen kırmızı renklendirici E 162 doğal, doğadakinin eşdeğeri olan sitrik asit doğala özdeş, doğada hiç bulunmayıp da insan tarafından üretilmiş olan dodesil gallat, oktil gallat, bütillenmiş hidroksianizol gibi antioksidanlar da yapay maddelerdir. Halk arasında dolaşan, doğal maddeler yararlıdır, yapay maddeler zararlıdır” şeklinde ifade edebileceğimiz  kanı da yanlıştır. İster doğal, ister yapay olsun tüm katkıların zararlı olup olmamasını belirleyen faktör katkının kullanılan miktarıdır.
Evet met helvası üretilen işletmelerde Hijyen koşullarına uyulduğu takdirde hiçbir zararı yokmuş bu eşsiz lezzetin . Bence yolunuz Eskişehir’e düşerse mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden biri. Benim favorim mi ? Tabi ki Antep fıstıklı olanı şiddetle tavsiye ederim. Tatlı yiyin tatlı konuşun diyor ve burada noktalıyorum.
Mutlu Kalın J

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Merhabalar ,
Sevgili meslektaşlarım, değerli hocalarım ve tüm öğrenmeye açık , meraklı, araştıran , sorgulayan arkadaşlar

İlk yazımı sizlerle paylaşırken oldukça heyecanlı olduğumu dile getirmek isterim.
 Bugün sizlerle biraz peynir hakkında konuşmak istiyorum. Öncelikle peynirin buluşunun çok ilginç bir hikayesi var. Bakın nasıl bulunmuş sofralarımızın vazgeçilmezi olan peynir. Bu hikayelerden birisinde; çölde deve üzerinde seyahat eden bir Arap tüccar deriden 
yapılmış bir torba içerisinde bir miktar keçi sütü alır, yolda sütü içmek için deri torbayı açtığında, 
hava sıcaklığının ve devenin sallanması sonucunda sütün katı peynire ve peynir altı suyuna dönüştüğünü görür. Tüccar bu yeni oluşumun tadına bakar ve çok beğenir 
ve durumu diğer meslektaşlarına anlatır ve peynir bu şekilde Dünya tarafından 
tanınmaya başlar.Eski çağlarda süt mevsimsel bir gıdaydı ve peynir sütün uzun 
süreli muhafazasını sağlamak ve zaman israfını önlemek amacı ile üretilirdi. Peynir; yağlı süt, tamamen ya da belli oranda yağı alınmış süt, süt yağı, yayık altı ile bu özellikteki hammaddelerinin karışımlarının peynir mayası olarak ifade edilen enzimler ve insan için zararlı olmayan organik asitlerin etkisi ile pıhtılaştırılması ile elde edilen pıhtının süzülmesi, şekillendirilmesi ve tuzlanması ile elde edilen taze olarak veya olgunlaştırıldıktan sonra tüketilen besin değeri son derece yüksek bir gıda maddesidir .Peynirler; üretiminde kullanılan süte (inek, koyun, keçi, manda), üretim şekline 
(Rennet, ekşi süt peynirleri, ultrafiltrasyon), kıvamına (ekstra sert, sert, yarı 
sert, yarı yumuşak, yumuşak, taze peynirler), yağ içeriğine (çok yağlı kremalı, 
kremalı, tam yağlı, ¾ yağlı, yarım yağlı, çeyrek yağlı), fermantasyon tipine (laktik asit, laktik asit ve 
propiyonik asit, bütirik asit), yüzey yapısına (sert, yumuşak, lekeli, küflü) ve iç yapısına (gözlü ve küflü) göre olmak üzere değişik sınıflara ayrılabilir.      
 Peynir; yağda çözünen vitaminlerden A vitamini başta olmak üzere D, E ve K vitaminlerince, kalsiyum ve fosfor gibi mineral maddeler açısından da zengin bir gıda maddesidir.Bugün Dünyada yaklaşık olarak 4000 çeşit peynirin üretildiği belirtilmekte olup, bu peynirlerin pek çoğunun birbirine benzerliği nedeniyle ekonomik değerlerinin az olduğu ya da hiç bulunmadığı bildirilmiştir .Ülkemizde ise üretilen peynir sayısının 193 civarında olduğu ifade edilmektedir.

Daha önce duydunuz mu bilmiyorum ama araştırmalarım sırasında en çok dikkatimi    çekenlerden biri de; .Clawson Stilton Altın Peyniri; Peyniri bu kadar pahalı yapan şey kendisi değil; gerçek altın likörünün ve yenilebilir altın varağın, peynirin içine eklenmesi gerçeğidir. Peynirin kilo fiyatı 450 dolardır. Long Clawson Mandırası, Noel sezonu için lüks bir meze olarak bu peyniri yaptı. Daha sonra zenginlerin ve ünlü pop yıldızların gözde peyniri haline geldi.Hadi bakalım şimdi kalkıp bir peynir yiyin J Her ne kadar altın varağı bulunmasa da içerisinde olduğunla yetinip şükretmek gerek!

Mutlu kalın J

5 Mayıs 2016 Perşembe

Herkese selamlar

Merhaba arkadaşlar ,

Yeni blog sayfam bilgi, deneyim ve tecrübelerimizi anlatmak adına bu sayfada sizlerleyim. Konuşmayı, yazmayı, yeni bilgiler edinmeyi ve tecrübelerimi  paylaşmaya bayılırım. Özellikle mesleki alanda paylaşımlar yapacağım .Değerli meslektaşlarımda desteklerini esirgemezse çok memnun olacağım.
Mutlu kalın